Adamın biri elinde bavullarıyla yakındaki köye doğru
dağ tepe yürüyormuş. Giderken üzerine bir parça yorgunluk çökmüş
ve bir yerde dinlenmek istemiş. Tam o anda ileride bir yandan
koyunlarını otlatırken bir yandan da ağaç altında yatan çobanı görmüş.
Yanına giderek o da oturmuş ağaç altına. Bunlar selam sabahtan sonra
başlamışlar sohbet etmeye. Laf lafı açmış ve koyunlara gelmiş. Adam çobana:
- "Biliyor musun ben çok dikkatli bir insanım. Şu sürüne birkaç
saniye bakıp kaç koyun olduğunu söyleyebilirim.
- "Hadi oradan beyim,
yüzlerce koyunum var benim, nasıl sayacaksın birkaç saniyede."
- "Ben
sayarım."
- "Al say o zaman. Doğru sayarsan sürüden istediğin koyunu da
sana vereceğim."
Adam bunun üzerine dediği gibi sürüye birkaç saniye
baktıktan sonra :
- "Senin süründe 163 koyun var."
- "Vay anasına, doğru!. Peki Allah aşkına söylesene, nasıl bildin?"
- "Çok
basit, ayakları sayıp dörde böldüm."
- "Al bakalım o zaman istediğin koyunu."
Adam gider sürüden bir tane alır, ardından müsaade ister ve bavulunu da öbür eline alıp arkasını dönüp yürümeye başlayacakken çoban seslenir:
-
"Dur beyim! İstersen bir iddiaya daha girelim. Ben senin nereli
olduğunu bileyim, sen de bana koyunu geri ver, bilemezsem bir tane daha
al."
- "Tamam."
- "Sen Lazsın"
- "Vay canına, bildin. Benim ne tipim Laza
benzer, ne aksanım vardır. Söylesene nasıl bildin?"
- "Koca sürüden ala
ala uyuz köpeği alınca."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder