-->

Komikler Burada

En Komik ve En Eğlenceli Fıkralar, En komik Videolar, En komik Resimler, En Güzel Hazır Mesajlar.

4 Aralık 2022 Pazar

İlginç Atasözleri - E-K


E
Ebe çok olursa, cenin sakat doğar.
Ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane.
Ecele çare bulunmaz.
Edebi edepsizden öğren.
Eden bulur, inleyen ölür.
Eğer’le meğer’i evlendirmişler, “Keşke” adında çocukları olmuş.
Eğilen baş kesilmez.
Eğreti ata binen tez iner.
Eğreti kuyruk tez kopar.
Eğri ağaca “yayım”, her gördüğüne “dayım” deme.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz.
Eğri düzü beğenmez, bu da bizi beğenmez.
Eğri oturup doğru konuşalım.
Ehl-i keyfe zevk verir kahvenin kaynaması, eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması.
Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
Eken biçer, konan göçer.
Ekleme kuyruk, tez kopar.
Ekmeden biçilmez.
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver.
Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur.
Ekmeğini yalnız yiyen, yükünü kendi kaldırır.
Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır.
Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil.
Ektiğimiz nohut, leblebi oldu da, başımızda şakırdıyor.
El ağlarsa gözünden, anam ağlarsa özünden.
El ağzına bakan, sel ağzına yuva yapar.
El el ile, değirmen yel ile.
El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
El elden üstündür (ta arşa kadar).
El eli yıkar, iki el yüzü.
El elin aynasıdır.
El elin eşeğini türkü çağırarak arar.
El elin eşeğini yırlaya yırlaya, kendi eşeğini terleye terleye arar.
El elin nesine, gülerek gider yasına.
El eliyle yılan tut, onu da yalan tut.
El için ağlayan gözden olur.
El için kuyu kazan, evvela kendisi düşer.
El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz.
El kazanı ile aş kaynamaz.
El öpmekle ağız aşınmaz.
El üstünde gömlek eskimez.
El vergisi, gönül sevgisi.
El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır.
El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır.
El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır.
Elçiye zeval olmaz.
Elekçiyi paşa yapmışlar, ille de “kasnak” demiş.
Eli hamur ovalar, gözü dana kovalar.
Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Elin öldürüverdiği yılan; kafasını kaldırır kaldırır, bakar.
Ellere gözlük verir, kendi kamburunu görmez.
Elmanın dibi göl, armudun dibi yol.
Emanet eşeğin paldımı , yokuşta kopar.
Emanet eşeğin yuları gevşek olur.
Emanete hıyanet olmaz.
Emek olmadan yemek olmaz.
Er giden, işine; geç giden, boşuna.
Erkeğe yar ölüsü, yorgan yenisidir.
Erkeğin kalbi enginar yaprağıdır, her katında bir kadın yatar.
Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?.
Erkek kocarsa koç olur,- karı kocarsa hiç olur.
Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez.
Eski düşman dost olmaz.
Eski fener; kâh yanar kâh söner.
Eski zaman atlarına eski Osmanlılar binip gitmiş.
Eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı.
Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı.
Eşeğe “Cilve yap.” demişler, tekme atmış.
Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir.
Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış.
Eşeğe rakı içirmişler, çulunu bahşiş vermiş.
Eşeği düğüne çağırmışlar; “Ya odun lazımdır, ya su.” demiş.
Eşeği kurt yemiş, sahibi “Düş olsaydı bari. “ demiş.
Eşeği tımar eden, osuruğuna katlanır.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa.
Eşeğin ölümü, köpeğe düğündür.
Eşeğin sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin.
Eşeğine bakmaz da, Hasan Dağı’na oduna gider.
Eşek at olmaz, ciğeri et olmaz.
Eşek çamura düşünce, sahibinden yavuz kimse olmaz.
Eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır).
Eşek kulağı kesilmekle küheylan olmaz.
Et tırnaktan ayrılmaz.
Etle tırnak arasına girilmez.
Etme bulma dünyası.
Ettiğin hayır, ürküttüğün kurbağaya değsin.
Ev alma, komşu al.
Ev sahibi kurnaz, pastırmayı ince ince doğrar; kurnaz misafir, ikişer – üçer yutar.
Ev sahibi mülk sahibi, hani nerede bunun ilk sahibi.
Ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var.
evde karın bulunsun.
evde odun bulunsun.
evde unun bulunsun.
Evdeki pazar (hesap) çarşıya uymaz.
Evi süsü gösterir, orospuyu düzgün gösterir.
Evimiz bezden, ne umarsın bizden.
Evinde karın çirkin ise, geçimin de bozuk ise, ne işin var ölü evinde; gir ağla, çık ağla.
Evinde karın güzel ise, geçimin de iyi ise, ne işin var düğün evinde; gir oyna, çık oyna.
Evvel hesap, sonra kasap.
Evvela can, sonra canan.

F

Fakir dost çabuk unutulur.
Fakir, zenginin malını hesabederken, bir kütük çıra yakmış.
Fakirin buğdayı çavdar, ineği keçidir.
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp.
Fala inanma, falsız kalma.
Fare çıktığı deliği bilir.
Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış.
Fare düşmekle deniz mundar olmaz.
Fareye rakı içirmişler; “Şu kediyi bana bir buluverin. “ demiş.
Faydasız baş mezara yaraşır.
Fazla mal göz çıkarmaz.
Feleğin işleri, ayıya kaval çaldırır.
Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek.
Fırın düzen alır, hamur biter; ev düzen alır, ömür biter.
Fırsat her vakit ele geçmez.
Fırsat rüzgAra benzer; marifet, onu geçerken tutmaktır.
Fırsat sakal altından geçer.
Fildişi tarak, seni başına göre değil, bırak.
Fili güdenden sor, deveyi yedenden.
Fukara canı için dua eder, zengin malı için.
Fukara canına güvenir, zengin malına.
Fukaranın çocuğu, zenginin malı kıymetlidir.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.
Fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur.

G

G.t kısmetten çıkınca, uçkur kudretten kırılır.
Gafile kelam, nafile kelam.
Garibe bir selam bin altın değer.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gavura kızıp da oruç bozulmaz.
Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar.
Gece gözü, kör gözü.
Gece işi, körler işi.
Gece şarap, gündüz kumar; bu haliyle cennet umar.
Geç olsun da güç olmasın.
Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler.
Geçti Bor’un pazarı (sür eşeğini Niğde’ye).
Gel demesi kolay ama git demesi güçtür.
Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme.
Geleceği varsa göreceği de var.
Gelen ağam giden paşam.
Gelen gidene rahmet okutur.
Gelen gideni aratır.
Gelene git denilmez.
Gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş.
Gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz.
Gelinin güzelliği damadın harcıyladır.
Gem almayan atın ölümü yakındır.
gemin varsa kıçında bulun.
Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir.
Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı.
Gevşek tükürüğün sakala zararı vardır.
Gezen ayağa taş değer (dolar).
Gezen kurt aç kalmaz.
Giden gelse dedem gelirdi.
Gidilmeyen yer senin değildir.
Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (bulmamak) var.
Girmediği bir Gerede zindanı kalmış, onda da altı ay eğlenmiş.
Gitti ağalar, paşalar; kellere kaldı köşeler.
giyime, süse düşkün olduklarından ana-babalarından sürekli para çekerler.
Göğe direk, denize kapak olmaz.
Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi.
Gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar.
Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.
Gönlün yazı var, kışı var.
Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
Gönül ferman dinlemez.
Gönül kimi severse güzel odur.
Gönül kocamaz.
Gönülden gönle yol vardır.
Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez.
Gönülsüz namaz göğe ağmaz.
Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
Gören gözün hakkı vardır.
Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?.
Görmediğin oğlu olmuş; çekmiş, çükünü koparmış.
Görmemiş görmüş, güle güle ölmüş.
Görünen dağın (köyün) uzağı olmaz.
Görünen köy kılavuz istemez.
Göz derya, seyir bedava.
Göz gördüğünü (ağız yediğini) ister.
Göz görmeyince gönül katlanır.
Göz görür, gönül ister (çeker).
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Gözlüye gizli yoktur.
Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz.
Gurbette öğünmek, hamamda türkü söylemeye benzer.
Gurbette taşa yaslanmayan , evdeki yastığın kıymetini bilmez. Gelinin güzelliği, damadın harcıyla.
Gül dikensiz olmaz.
Gülme komşuna, gelir başına.
Gülü seven dikenine katlanır.
Gümbürtüden korkan, kazancı dükkAnına girmez.
Gün bugün.
Gün doğmadan kimliği söylenmez.
Gün doğmadan neler doğar.
Gün güne uymaz.
Gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez.
Gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz.
Güne göre kürk giyinmek gerek.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
Güneş girmeyen eve doktor girer.
Güttüğümüz üç davar, ıslığımız dağlar aşar.
Güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna.
Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
Güzel görünür, çirkin bürünür.
Güzele bakmak sevaptır.
Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz.
Güzele ne yakışmaz (yaraşmaz).
Güzeli herkes sever.
Güzellerin talihi çirkin olur.
Güzellik bir sivilceye, varlık bir kıvılcıma bakar.
Güzellik on, dokuzu don.
Güzellik on, gerisi don.

H

Hac nasip olmayacak adamı, deve üstünde yılan sokarmış.
Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye.
Hacı hacıyı Mekke’de bulur.
Hacı hacıyı Mekke’de, derviş dervişi tekkede bulur.
Hacı’ya “ Tesbih alır mısın?” demişler; “ Ha biz buraya niye geldik!” demiş.
Haddini bilmeyene bildirirler.
Hak deyince akan sular durur.
Hak yardım ederse Abdi kuluna, kurt çoban olur koyununa.
Hak yerini bulur (yerde kalmaz).
Hak yoluna vermeyiz bir mangır, şeytan yoluna gider tangır tangır.
Hakaret muhayyerdir, sahibine iade olunur.
Haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir.
Hâl hâlin yoldaşıdır.
Hamala semeri yük olmaz.
Hamama giren terler.
Hamamda türkü çağırması, gurbette öğünmesi kolaydır.
Hancının tavuğu, yolcu atının arpasıyla geçinir.
Hangi dağda kurt öldü?.
Hangi gün vardır akşam olmadık.
Hanımın hısımı gelince, oklavalar şıkır şıkır; beyin hısımı gelince, dişler şıkır şıkır.
Haramın temeli olmaz.
Haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar.
Harman (harmanını) yakarım diyen orağa yetişmemiş.
Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.
Harman dövmek keçinin işi değil.
Harman sonu dervişlerindir.
Harman yel ile, düğün el ile.
Harmana giren öküzün ağzına sepet geçirirler.
Hasta ol benim için, öleyim senin için.
Hasta olan ölmez, eceli gelen ölür.
Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez.
Hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir.
Hastaya döşek sorulmaz.
Hatasız kul olmaz.
Havlamasını bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir.
Haydan gelen huya gider.
Hayır dile komşuna, hayır gele başına.
Hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı.
Hayvan yularından, insan ikrarından (sözünden) tutulur.
Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde.
Hazıra dağlar dayanmaz.
Hekimden sorma, çekenden sor.
Hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma.
Helalzade barıştırır, haramzade karıştırır.
Helva helva demekle, ağız tatlanmaz.
Helvayı yapalım ama; üzüm bağda, bağ da dağda, hadi tavayı komşulardan buluruz da, iş unla yağda.
Hem çıplak, hem poyraza karşı gider.
Hem dizime oturur, hem sakalımı yolar.
Hem karnın tok olsun, hem börek tepsisi bütün .( Nasıl olur bu.).
Her aferin’e koşan tazının bacağı çabuk kırılır.
Her ağacın meyvesi olmaz.
Her ağaç kökünden kurur (çürür).
Her ağaçtan kaşık olmaz.
Her çok azdan olur.
Her dağın derdi kendine göre.
Her damardan kan alınmaz.
Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.
Her düşen, kabahati pabucunda bulur.
Her düşüş, bir öğreniş.
Her eşek kendi makamıyla anırır.
Her firavunun bir Musa’sı çıkar.
Her gönülde bir arslan yatar.
Her gün baklava börek yense bıkılır.
Her gün bir olmaz.
Her gün güzel giyenin, bayramda g.tü açık kalır.
Her gün papaz pilav yemez.
Her güzelin bir kusuru vardır.
Her hıyarım var diyene, tuz alıp seğirtme.
Her horoz kendi çöplüğünde öter.
Her işin (şeyin) başı sağlık.
Her işte bir hayır vardır.
Her kaşığın kısmeti bir olmaz.
Her kimin bağı var, yüreğinde dağı var.
Her koyun kendi bacağından asılır.
Her kuşun eti yenmez.
Her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur.
Her sakaldan bir tel, köseye sakal.
Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.
Her şeyin yenisi, dostun eskisi.
Her şeyin yokluğu yokluktur.
Her taş baş yarmaz.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır.
Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez.
Her ziyan bir öğüttür.
Herifin sakalı tutuşmuş, o , “Dur, şu çubuğumu yakayım,” der.
Herkes aklını pazara çıkarmış, yine kendi aklını almış.
Herkes bildiğini okur.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
Herkes ektiğini biçer.
Herkes evinde ağadır.
Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine.
Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez.
Herkes kendi ayıbını bilmez.
Herkes kendi kazandığını kendisi yese, karnı ambar olur.
Herkes kendi ölüsü için ağlar.
Herkes ne ederse kendine eder.
Herkes sepet örer ama, g.tünü geçiremez.
Herkese kendi osuruğu, ciğer kavurması gibi gelir.
Herkesin ağzı torba değil ki büzesin.
Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.
Herkesin aklı bir olsa, sığırı güdecek çoban bulunmaz.
Herkesin arşınına göre bez vermezler.
Herkesin bir derdi var, değirmencininki su.
Herkesin ettiği yoluna gelir.
Herkesin geçtiği köprüden sen de geç.
Herkesin gönlünde bir aslan yatar.
Herkesin hamuru ekmeğine göredir.
Herkesin tenceresi kapalı kaynar.
Herkesin yorulduğu yere han yapılmaz.
Hesapsız kasabın masadı g.tüne girer.
Hırsıza kilit olmaz.
Hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten başlar.
Hiç üzüm yoktur ki, g.tünde çöpü olmaya.
Hoca doyduktan sonra kırk armut yemiş, “Onun da yeri başka .” demiş.
Hocam, güzel güzel okuyorsun ama hasta ölüyor.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır.
Horozla yoldaş olanın menzili çöplüğe kadardır.
Horozu çok olan köyde sabah geç olur.
Huy canın altındadır.
Huylu huyundan vazgeçmez.

 I

Irak yerin haberini kervan getirir.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Irz insanın kanı pahasıdır.
Isıracak it (köpek) dişini (dişlerini) göstermez.
Isıramadığın (bükemediğin) eli öp başına koy.
Isırgan ile taharet olmaz.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
Ismarlama hac, hac olmaz.

İ

İç dedilerse çeşmeyi de kurut demediler ya.
İçi beni yakar, dışı eli (seni) yakar.
İhtiyar deme, genç deme;.
İki analı çocuk sütten, iki karılı adam bitten ölür.
İki arslan bir posta sığmaz.
İki at bir kazığa bağlanmaz.
İki baş bir kazanda kaynamaz.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
İki deliye bir uslu koymuşlar.
İki dinle bir söyle.
İki el bir baş içindir.
İki emini bir yemin aralar.
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İki karılı, bitten; iki analı, sütten ölür.
İki ölç, bir biç.
İki testi tokuşunca biri elbet kırılır.
İlginç Atasözleri Sözlüğü.
İlk vuran okçudur.
İmam yiyişli, muhtar duruşlu ol.
İmama gelmişken nikahlar tazeleyelim.
İnek ayağı buzağı öldürmez.
İniş aşağı kavga olmaz, atta duran var, duramayan var.
İnsan (adam) kıymetini insan (adam) bilir.
İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar.
İnsan beşer, kuldur şaşar.
İnsan çeşit çeşit, yer damar damar.
İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde.
İnsan gün gelir dağı kaldırır, gün gelir darıyı kaldıramaz.
İnsan sümbül kokusundan, eşek sidik kokusundan hoşlanır.
İnsan şaşırınca, karısına “hala” der.
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.
İnsan yükü (eti) ağırdır.
İnsanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın.
İnsanın çok olduğu yerde, akla sıkıntı olmaz.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var.
İp inceldiği yerden kopar.
İp, ince yerinden kopar.
İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar.
İstediğini söyleyen istemediğini işitir.
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara.
İş amana binince kavga uzamaz.
İş bilenin kılıç kuşanın.
İş insanın aynasıdır.
İşi işine denk olanın, götü dümbelek çalar.
İşine hor bakan boynuna torba takar.
İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına.
İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar).
İşleyen(çalışan) eşeğin boynu boncuklu olur.
İt itle dalaşırken, koyunu kurt kapar.
İt takkeyi neylesin, dingilderken düşürür.
İt ürür, kervan yürür.
İt, kışı geçirir ama, gel de derisinden sor.
İti an, taşı eline al (çomağı hazırla).
İtin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa(-ydı) gökten kemik yağar(-dı).
İtle yatan bitle kalkar.
İyi at yemini artırır, kötü at kamçısını.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.
İyi gitmeyince kişinin işi, muhallebi yerken kırılır dişi.
İyi insan sözünün üstüne gelir.
İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelir.
İyi peynir ama, köpek tulumunda.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı.
İyilik eden iyilik bulur.
İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.
İyini ekmeği gökyüzünde, kötünü ekmeği dizi dibinde.

K

Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz.
Kaçakçıdan iyi tütün kolcusu olur.
Kaçan balık büyük olur.
Kaçan da “ Allah Allah “ der, kovalayan da.
Kaçanı kovmazlar, yıkılanı vurmazlar.
Kaçanın anası ağlamamış.
Kader olmayınca kadir bilinmez.
Kadersiz köpek, kurban bayramından önce ölür.
Kadı anlatışa göre fetva verir.
Kadı kızında bile kusur olur.
Kadının fendi, erkeği yendi.
Kalaylı bakır küflenmez.
Kalbin yolu mideden geçer.
Kalbur kadar evin, deliği kadar derdi vardır.
Kalendere “Kış geliyor.” Demişler; “Gelsin, ben titremeye hazırım.” Demiş.
Kalın incelene kadar ince süzülür.
Kalın incelinceye kadar, ince koparmış.
Kalıp kıyafetle adam adam olmaz.
Kalp kalbe karşıdır.
Kalp kazanır, kaltaban gönenir.
Kalpten kalbe yol vardır.
Kan kusana, altın leğenin faydası ne?.
Kanaat gibi devlet olmaz.
Kanatsız kuş uçmaz.
Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar.
Kanlı gömlek gizlenmez.
Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz.
Kar susuzluk kandırmaz.
Kâr, zararın kardeşidir (ortağıdır).
Kara gün kararıp kalmaz.
Kara haber tez duyulur.
Kara yaslanma kar erir, ere yaslanma er ölür.
Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu.
Karanlıkta görülen iş, alaca olur.
Karaya sabun, deliye öğüt neylesin.
Karaya sabun, ölüye öğüt kAr etmez.
Kardeş kardeşi bıçaklamış, dönmüş yine kucaklamış.
Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister, ne onduğunu.
Kardeşim olsun da kanlım olsun.
Karga gül dalına konmakla bülbül olmaz.
Karga güvercin gibi yürümeye kalkışmış, kendi yürüyüşünü de unutmuş.
Karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış.
Karga mandayı babası hayrına bitlemez.
Kargaların kurduğu dernek; “kışşşş” deyince dağılır.
Karganın gönlünden şahinlik geçer.
Karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır.
Karı vardır arpa ununu aş eder.
Karınca, zevali gelince kanatlanır.
Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
Karıncanın hediyesi, çekirge ayağıdır.
Karıncaya tükürük göl gelir.
Karnımın penceresi yok ya; kuru ekmek yerim, kimseye eyvallah etmem.
Karpuz kabuğunu görmeden denize girme.
Karpuz kabuğuyla büyüyen eşeğin ölümü sudan olur.
Kartala bir ok değmiş, yine kendi yeleğinden.
Kasap et derdinde, koyun can derdinde.
Kasap evinde her gün kurban bayramı.
Katıra “Baban kim?” diye sormuşlar; “At dayım olur.” Demiş.
Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.
Kavak uzaya uzaya göğe değmez ya; elbet gir gün belinden kırılır.
Kavurga karın doyurmaz.
Kaya uçmazsa, dere dolmaz.
Kaymağı seven mandayı yanında taşır.
Kaymağı seven, mandayı yanında taşır.
Kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse, gelinin başını yarar.
Kaynayan kazan kapak tutmaz.
Kayserili’ye eşek boyaması öğretilmez.
Kaz değilsin, ördek değilsin; paçana kadar suda ne gezersin!.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.
Kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz.
Kazan nerede kaynarsa, maymun orada oynar.
Kazanmayanın kazanı kaynamaz.
Kazık yerini buldu, tokmağa ne hacet!.
Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu.
Keçi geberse de kuyruğunu indirmez.
Keçi kurttan kurtulsa gergedan olur.
Keçi kurttan kurtulunca, gergedan olur.
Keçi nereye çıkarsa oğlağı da oraya çıkar.
Keçide de sakal var.
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Kedi yetişemediği (uzanamadığı) ciğere pis (murdar) dermiş.
Kedinin boynuna ciğer asılmaz.
Kedinin gideceği samanlığa kadar.
Kedinin kabahatini önüne koyarlar, öyle döverler.
Kedinin kanadı olsaydı, dünyada serçenin kökü kesilirdi.
Kedinin kanadı olsaydı, serçenin adı kalmazdı.
Kediyi sıkıştırırsan üstüne atılır.
Kefen alacak adam yüzünden belli olur.
Kefenin cebi yok.
Kel başa şimşir tarak.
Kel ilaç bilse kendi başına sürer.
Kel kız, ablasının saçı ile öğünür.
Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
Kel yanında kabak anılmaz.
Kele köseden yardım olmaz.
Kelin merhemi olsa başına sürer.
Kelin yanında kabak anılmaz.
Kelle bizim olsa, gider Konya’da tıraş ettiririm.
Kelle sağ olsun da külah bulunur.
Kendi düşen ağlamaz.
Kendi hasırda, gözü Mısır’da.
Kepenek altında er yatar, çul altında küheylan.
Keseye danış, pazarlığa sonra giriş.
Keskin sirke küpüne (kabına) zarar.
Kestirme yoldan giden, çok dolaşır.
Kılavuzu horoz olan, kümeste geceler.
Kılavuzu karga olanın, burnu b.ktan çıkmaz.
Kılıç kınını kesmez.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.
Kırk gün taban eti, bir gün av eti.
Kırk yıllık çingeneye, maşa yapması öğretilmez.
Kırlangıcın zararını biberciden sor.
Kırlangıcın zararını biberciden sormalı.
Kısa günün kârı az olur.
Kısmet gökten zembille inmez.
Kısmet ise gelir Hint’ten, Yemen’den, kısmet değilse ne gelir elden.
Kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar.
Kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır.
Kısmetten fazlası olmaz.
Kızım sana söylüyorum (dedim) gelinim sen anla (işit).
Kızını dövmeyen, dizini döver.
Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır.
Kimin ki bağı var, yüreğinde dağı var.
Kiminin parası, kiminin duası.
Kimse yoğurdum ekşi demez.
Kimseden kimseye hayır yok (gelmez).
Kişi arkadaşından bellidir.
Kişi ektiğini biçer.
Kişi ne yaparsa kendine yapar.
Kocakarıya zülüf yakışmaz.
Koça boynuzu yük değil.
Komşu boncuğunu çalan gece takınır.
Komşu boncuğunu çalan, gece takınır.
Komşu ekmeği komşuya borçtur.
Komşu komşunun külüne (tütününe) muhtaçtır.
Komşuda pişer, bize de düşer.
Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür.
Kopacak kiriş, sesinden belli olur.
Korkak bezirgân ne kâr eder ne zarar (ziyan).
Korkulu rüya (düş) görmektense uyanık yatmak evladır (yeğdir).
Korkunun ecele faydası yoktur.
Koyun can derdinde, kasap yağ derdinde.
Koyun güden kurdu görür.
Koyunu yüze yetir, el onu bine yetirir.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Koyunun kuyruğu ne kadar büyük olursa olsun, ancak kendi k.çını örter.
Kömürcünün evine giden, yüzü kara çıkar.
Köpeğe gem vurma, kendini at sanır.
Köpeğin ahmağı, baklavadan pay umar.
Köpek bile yal yediği kaba pislemez.
Köpek ekmek veren (yediği) kapıyı tanır.
Köpek sahibini ısırmaz.
Köpek suya düşmeyince yüzmeyi öğrenmez.
Köpekle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir.
Köpeksiz sürüye (köye) kurt girer (iner).
Kör satıcının kör alıcısı olur.
Köre “Mum pahaya çıktı,” demişler, “O bizim harcımız değil,” demiş.
Körle yatan şaşı kalkar.
Körler mahallesinde ayna satılmaz.
Körler memleketinde şaşılar padişah olur.
Körler memleketinde tek gözlü kraldır.
Körün yanına varırsan, sen de bir gözünü kapa.
Kötü komşu insanı hacet (mal) sahibi eder.
Kötü komşu, insanı elek – tekne sahibi yapar.
Kötülük her kişinin kârı, iyilik er kişinin kârı.
Kul hatasız olmaz.
Kuraklık günde köpekle şaka yaparsan, çamurlu günde elbisenin berbat eder.
Kurdun adı “yedi”, yese de, yemese de.
Kurdun adı yaman çıkmış; tilki var, baş keser.
Kurt dumanlı havayı sever.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Kurt komşusunu yemez.
Kurt köyünü (tüyünü) değiştirir, huyunu değiştirmez.
Kurt, eşek yediği dereye dokuz kere gider.
Kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma.
Kurtla ortak olan tilkinin hissesi, ya tırnaktır ya bağırsak.
Kurtlar ihtiyarlayınca, köpeklerin maskarası olur.
Kurtlu baklanın kör alıcısı olur.
Kuru gayret çarık eskitir.
Kuru laf karın doyurmaz.
Kurunun yanında yaş da yanar.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Kusursuz güzel olmaz.
Kuş kanadına kira istemez.
Kuş uçmaz, kervan geçmez.
Kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir.
Kuşa süt nasip olsa anasından olurdu.
Kuşkulu uyku evin bekçisidir.
Kuşu kuşla avlarlar.
Kuzguna yavrusu şahin (Anka, güzel) görünür.
Küçük idi kıyamadım, büyük oldu, yenemedim.
Kürkü orak vaktinde, orağı kürk.
Kürsü dibinde ağlar, davul önünde oynar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder